Çoğunlukla doktora başvuracak kadar önemsemediğimiz kaşıntı; ısrarcı olması durumunda, pek çok hastalığın işareti olabilir. Özellikle deride görünür herhangi bir şey olmadığı halde kaşıntı varsa; aksi kanıtlanmadığı sürece, altta yatan bir hastalığa ihtimal vermek gerekmektedir.
Kaşıntı; egzamanın, bitlenmenin, uyuz ve mantar hastalıklarının habercisi olabilir. Yaygın ve sebepsiz kaşıntılar; iç organ kanserleri, diyabet, barsak parazitleri, safra yolu tıkanıklıkları, lösemi, lenfoma, böbrek yetmezliği, AİDS hastalıklarının gidişi sırasında görülebileceği gibi; başlangıç belirtileri de olabilir. Gözde kaşıntının; yanma, batma, çapaklanma sorunlarının da eşliğinde; ‘konjonktivit’ tabir edilen ince saydam göz zarının iltihaplandığına işaret etmesi olasıdır. Cinsel organlarda görülen kaşıntı ve kızarıklıklar da ciddi hastalıkların habercisi olabilir. İnatçı kaşıntıları görmezden gelmemek, üstlerinde durmak gayet önemlidir.
Kaşıntı şikâyetlerinde genellikle dermatolog (cilt sorunları uzmanı) hekimlere başvurulur; dermatolog; yaptığı deri muayenesi ve genel muayenenin sonucunda deride görünür bir bulgu yakalamadıysa; kaşıntının başka alanlarda incelenmesi gerekir. Karaciğer ve böbrek hastalıkları, tiroit hastalıkları, kansızlık ve yukarıda belirttiğimiz diğer durumlar araştırılır. Bundan sonra hasta; gerekirse, diğer dallardan doktorlara yönlendirilir.
Kaşıntının sıkıntı ve stres kaynaklı olması da mümkündür.
Bazı durumlarda kaşıntı geçici bir etkidir ve kısa sürede kendiliğinden ortadan kalkabilir. Kaşıntının ciddiye alınmasını gerektiren durumlar; 3-4 gün sürmesi ve şiddetinin giderek artmasıdır. Bilinen fiziksel nedenlerin araştırılmasına rağmen kaşıntının geçmemesi durumunda; hasta bir psikiyatri doktoruna da yönlendirilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder