Panik bozukluğu olan hastaların yaşadıkları en önemli sorun, atak sırasında başvurdukları acil servislerden “Bir şeyiniz yok” yanıtını almak. Bu nedenle doktor doktor gezen hastalar var
Sağlık hakkı, yine ve sözde ekonomik gerekçelerle reddedildi... Türkiye Psikiyatri Derneği Anksiyete Bozuklukları Çalışma Birimi Üyesi Psikiyatr Dr. Şeref Özer, panik bozukluğunun düzenli bir tedaviyle tamamen ortadan kalkabileceğini söylüyor. Tedavide 2 temel yaklaşım bulunuyor. Bunların ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapi olduğuna dikkat çekiliyor. Dr. Özer, “En iyi sonuç, bu 2 yaklaşımın birlikte uygulanmasıyla alınır” diyor.
HERKESE İLAÇ GEREKMEZ
Yapılan bilimsel araştırmalarda, panik bozukluğunun ortaya çıkışından, bazı beyin hormonlarının eksikliğinin ya da düzensiz çalışmasının sorumlu olduğu ve yapılan çok sayıda araştırmayla bu sorunun bazı ilaçlarla giderilebileceğinin kanıtlandığı belirtiliyor. Kullanılan ilaçların, panik atakların önlenmesinde ciddi yarar sağladığına dikkat çeken Dr. Özer, “Buna rağmen her hastaya ilaç gerekmeyebilir” diyor. Panik atak sayısı çok fazla olmayan, sosyal ve mesleki işlevlerindeki bozulmanın az olduğu olgularda, sadece terapiyle tedavi de mümkün olabiliyor.
HİPNOTERAPİNİN YARARLARI VAR
Panik bozukluğunun tedavisinde, etkinliği kanıtlanmış antidepresif ilaçlar kullanılıyor. Anksiyolitik etkili bazı ilaçların da yararları olsa da bağımlılık yapıcı etkileri nedeniyle çok tercih edilmedikleri belirtiliyor. İlaç tedavisinin hastalarda yüzde 50100 arasında olumlu sonuç verdiği görülüyor. İlaç tedavisi dışında en etkili yöntemin bilişsel-davranışçı terapi olduğuna dikkat çekiliyor. Bu terapide, panik atak belirtilerine ilişkin yanlış inançların düzeltilmesi, panik atakla baş edebilme eğitimi ve ‘Panik atak gelecek’ endişesiyle geliştirilen davranışların sağlıklı olanlarla değiştirilmesine yönelik alıştırmalar gerçekleştiriliyor. Özer, NLP’nin panik bozukluğunda etkili olduğuna ilişkin bilimsel kanıt olmadığını, hipnoterapininse tedaviyi kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı yararları bulunduğunu söylüyor.
DOKTOR DOKTOR GEZİYORLAR
Panik bozukluğu olan hastaların en önemli sorununun, atak sırasında başvurduğu acil servislerden, “Bir şeyin yok!” denilerek geri gönderilmesi olduğu belirtiliyor. Bu durum hastaların doktor doktor gezmesine neden oluyor. Hastalara geçirmekte oldukları nöbetin zararsız olduğunun, kalplerinde veya ciğerlerinde sorun bulunmadığının, bu durumun onları öldürmeyeceğinin anlatılması gerekiyor.
Panik atak hastasının yakınları ne yapmalı?
* Atak sırasında hasta yakınlarının sakin ve sabırlı olması, hastayla birlikte paniğe kapılmamaları, hastaya kendisine bir şey olmayacağı yolunda telkinde bulunmaları gerekiyor.
* Her panik atak sırasında acile başvurma ya da defalarca tetkik yaptırma isteği karşısında hastaya bunların gereksiz olduğunun anlatılması öneriliyor.
* Hastanın, ‘Panik gelecek’ endişesiyle yapmaktan kaçındığı davranışların düzeltilmesi, uygulamalarında özendirici ve güven verici yaklaşım içinde yardımcı olunması isteniyor.
* Hastanın panik hastalığından kaynaklanan davranışlarını, ‘Naz’, ‘Kapris’ ya da ‘Rol yapma’ olarak değerlendirmemek gerekiyor. Aksine, böyle durumlarda hastaya destek verilmeli.
BAĞIMLILIK RİSKİ
Amfetamin, kokain ve esrar gibi bazı uyuşturucu maddelerin alımı ya da bağımlısı olunan alkol, benzodiazepin ve barbiturat gibi ilaçların kesilmesi halindeki yoksunluk krizi sırasında panik atağa rastlanabiliyor. Panik hastalarının, endişe ve korkularını yenmek ve rahatlamak için, ‘Benzodiazepin’ türevi ilaçları ya da alkolü daha sık almaya başlayıp bir süre sonra dozunu artırarak bağımlı hale gelebildikleri belirtiliyor. Aşağıdaki durumlarda tedaviye direnç artıyor:
* Hastada panik bozukluğuna ek olarak alkol ya da madde bağımlılığının bulunması.
* Hastanın gördüğü sosyal desteğin ya da aile desteğinin az olması ya da hiç olmaması.
Kişiyi uykusundan uyandıran türü de var
Uyku sırasında ortaya çıkan ve kişiyi dehşetle uykudan uyandıran, ‘Uyku panik atakları’ ve ciddi bir ölüm ya da çıldırma korkusu olmaksızın diğer belirtilerle birlikte seyreden, ‘Korkusuz panik atağı’ gibi atak türlerinden söz edilebiliyor. Psikiyatr Dr. Şeref Özer, panik hastalarının en az üçte birinde uykuda gelen panik atakları saptandığını, korkusuz panik ataklarınınsa görece seyrek olduğunu dile getiriyor.
Öleceğini sanırken düzeldi
A.C., 24 yaşında bir hasta. 3 ay önce ev temizliğinden sonra dinlendiği sırada, aniden başlayan kalpte sıkışma, çarpıntı, ter boşalması, nefes almakta zorlukla öleceği korkusuyla eşi tarafından acil servise götürülmüş. Muayeneler sonucu bir şeyi olmadığı söylenmiş ve eve gönderilmiş. Ardından 4 farklı doktora gitmiş ve yine bir şeyi olmadığı söylenmiş. Sonraki günlerde aralıklı olarak 4 atak daha geçirince, kan tahlilinden MR'a kadar her türlü tetkiki en az 2'şer defa yaptırmış. Her an bir krizle öleceğine inanmaya başlamış. Yalnız kalamıyor, sokağa yalnız çıkamıyor, 'Kriz geçiririm' diye ev işlerinden bile uzak duruyormuş. Son gittiği doktorun önerisiyle psikiyatra başvurmuş. Panik bozukluğu tanısıyla tedavi görmeye başlamış. Doktoru tarafından verilen antidepresif ilaçların ve psikiyatrının yön göstericiliğinde, 1 yıl süren düzenli tedaviyle iyileşmiş.
PANİK ATAKLA İLGİLİ DOĞRU SANILAN 5 YANLIŞ
* Atak sırasında hemen ilaç yutulması panik atağı durdurabilir: YANLIŞ! Atağın süresi zaten kısadır. Bu nedenle etkisinin aynı anda ilaç alınmasıyla ortaya çıkması mümkün değildir. İlacın etkisi ortaya çıkıncaya kadar panik atak çoktan bitmiş olacaktır.
* Bazı gıdalar panik atağa neden olur: YANLIŞ! Hiç bir yiyecek panik atak geçirilmesine neden olmaz.
* Panik atakları bitince tedavi kesilmelidir: YANLIŞ! Hastanın tedavisi erken dönemde kesilirse bir süre sonra rahatsızlık yeniden başlayabilir. Bu nedenle panik ataklar tamamen geçmiş olsa bile, tedaviyi ortalama 6-12 ay daha sürdürmek gereklidir.
*Panik bozukluğu tedavi edilemez. Tam tersine bu bozukluk ömür boyu sürer: YANLIŞ! Panik bozukluğu yeterli süre ve yeterli dozda uygun ilaç tedavisiyle ve psikoterapi uygulandığı zaman tümüyle iyileşebilen bir hastalıktır.
* Panik ataklar sırasında kalbin bu denli hızlı çalışması kalpte gerçek bir zarara yol açar:
YANLIŞ! Böyle bir gösterge olduğuna ilişkin ciddi bir kanıt yoktur.
BUNLARI YAPIYORLAR
Atak nedeniyle görülen başlıca davranış bozuklukları şöyle sıralanıyor:
* Atak sırasında gerekebileceği düşünülen ilaç, su, yakınının telefon numarası gibi şeyleri yanına almak.
* Atakların gelmesine neden olduğu düşünülen şeyleri yapmaktan ya da yiyip içmekten kaçınmak.
* Spor, cinsel ilişki, ev işi ve bazı yiyecek-içeceklerden vazgeçmek. * Zamanının çoğunu hastaneye yakın yerlerde geçirmek, şehirlerarası yolculuklardan kaçınmak.
* Dışarıya çıkarken rahatlamak amacıyla alkol ve ilaç almak. * Çıldırma korkusu yüzünden kimseye zarar vermemek için kesici aletlerden, yüksek yerlerden uzak durmak.
Sağlık hakkı, yine ve sözde ekonomik gerekçelerle reddedildi... Türkiye Psikiyatri Derneği Anksiyete Bozuklukları Çalışma Birimi Üyesi Psikiyatr Dr. Şeref Özer, panik bozukluğunun düzenli bir tedaviyle tamamen ortadan kalkabileceğini söylüyor. Tedavide 2 temel yaklaşım bulunuyor. Bunların ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapi olduğuna dikkat çekiliyor. Dr. Özer, “En iyi sonuç, bu 2 yaklaşımın birlikte uygulanmasıyla alınır” diyor.
HERKESE İLAÇ GEREKMEZ
Yapılan bilimsel araştırmalarda, panik bozukluğunun ortaya çıkışından, bazı beyin hormonlarının eksikliğinin ya da düzensiz çalışmasının sorumlu olduğu ve yapılan çok sayıda araştırmayla bu sorunun bazı ilaçlarla giderilebileceğinin kanıtlandığı belirtiliyor. Kullanılan ilaçların, panik atakların önlenmesinde ciddi yarar sağladığına dikkat çeken Dr. Özer, “Buna rağmen her hastaya ilaç gerekmeyebilir” diyor. Panik atak sayısı çok fazla olmayan, sosyal ve mesleki işlevlerindeki bozulmanın az olduğu olgularda, sadece terapiyle tedavi de mümkün olabiliyor.
HİPNOTERAPİNİN YARARLARI VAR
Panik bozukluğunun tedavisinde, etkinliği kanıtlanmış antidepresif ilaçlar kullanılıyor. Anksiyolitik etkili bazı ilaçların da yararları olsa da bağımlılık yapıcı etkileri nedeniyle çok tercih edilmedikleri belirtiliyor. İlaç tedavisinin hastalarda yüzde 50100 arasında olumlu sonuç verdiği görülüyor. İlaç tedavisi dışında en etkili yöntemin bilişsel-davranışçı terapi olduğuna dikkat çekiliyor. Bu terapide, panik atak belirtilerine ilişkin yanlış inançların düzeltilmesi, panik atakla baş edebilme eğitimi ve ‘Panik atak gelecek’ endişesiyle geliştirilen davranışların sağlıklı olanlarla değiştirilmesine yönelik alıştırmalar gerçekleştiriliyor. Özer, NLP’nin panik bozukluğunda etkili olduğuna ilişkin bilimsel kanıt olmadığını, hipnoterapininse tedaviyi kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı yararları bulunduğunu söylüyor.
DOKTOR DOKTOR GEZİYORLAR
Panik bozukluğu olan hastaların en önemli sorununun, atak sırasında başvurduğu acil servislerden, “Bir şeyin yok!” denilerek geri gönderilmesi olduğu belirtiliyor. Bu durum hastaların doktor doktor gezmesine neden oluyor. Hastalara geçirmekte oldukları nöbetin zararsız olduğunun, kalplerinde veya ciğerlerinde sorun bulunmadığının, bu durumun onları öldürmeyeceğinin anlatılması gerekiyor.
Panik atak hastasının yakınları ne yapmalı?
* Atak sırasında hasta yakınlarının sakin ve sabırlı olması, hastayla birlikte paniğe kapılmamaları, hastaya kendisine bir şey olmayacağı yolunda telkinde bulunmaları gerekiyor.
* Her panik atak sırasında acile başvurma ya da defalarca tetkik yaptırma isteği karşısında hastaya bunların gereksiz olduğunun anlatılması öneriliyor.
* Hastanın, ‘Panik gelecek’ endişesiyle yapmaktan kaçındığı davranışların düzeltilmesi, uygulamalarında özendirici ve güven verici yaklaşım içinde yardımcı olunması isteniyor.
* Hastanın panik hastalığından kaynaklanan davranışlarını, ‘Naz’, ‘Kapris’ ya da ‘Rol yapma’ olarak değerlendirmemek gerekiyor. Aksine, böyle durumlarda hastaya destek verilmeli.
BAĞIMLILIK RİSKİ
Amfetamin, kokain ve esrar gibi bazı uyuşturucu maddelerin alımı ya da bağımlısı olunan alkol, benzodiazepin ve barbiturat gibi ilaçların kesilmesi halindeki yoksunluk krizi sırasında panik atağa rastlanabiliyor. Panik hastalarının, endişe ve korkularını yenmek ve rahatlamak için, ‘Benzodiazepin’ türevi ilaçları ya da alkolü daha sık almaya başlayıp bir süre sonra dozunu artırarak bağımlı hale gelebildikleri belirtiliyor. Aşağıdaki durumlarda tedaviye direnç artıyor:
* Hastada panik bozukluğuna ek olarak alkol ya da madde bağımlılığının bulunması.
* Hastanın gördüğü sosyal desteğin ya da aile desteğinin az olması ya da hiç olmaması.
Kişiyi uykusundan uyandıran türü de var
Uyku sırasında ortaya çıkan ve kişiyi dehşetle uykudan uyandıran, ‘Uyku panik atakları’ ve ciddi bir ölüm ya da çıldırma korkusu olmaksızın diğer belirtilerle birlikte seyreden, ‘Korkusuz panik atağı’ gibi atak türlerinden söz edilebiliyor. Psikiyatr Dr. Şeref Özer, panik hastalarının en az üçte birinde uykuda gelen panik atakları saptandığını, korkusuz panik ataklarınınsa görece seyrek olduğunu dile getiriyor.
Öleceğini sanırken düzeldi
A.C., 24 yaşında bir hasta. 3 ay önce ev temizliğinden sonra dinlendiği sırada, aniden başlayan kalpte sıkışma, çarpıntı, ter boşalması, nefes almakta zorlukla öleceği korkusuyla eşi tarafından acil servise götürülmüş. Muayeneler sonucu bir şeyi olmadığı söylenmiş ve eve gönderilmiş. Ardından 4 farklı doktora gitmiş ve yine bir şeyi olmadığı söylenmiş. Sonraki günlerde aralıklı olarak 4 atak daha geçirince, kan tahlilinden MR'a kadar her türlü tetkiki en az 2'şer defa yaptırmış. Her an bir krizle öleceğine inanmaya başlamış. Yalnız kalamıyor, sokağa yalnız çıkamıyor, 'Kriz geçiririm' diye ev işlerinden bile uzak duruyormuş. Son gittiği doktorun önerisiyle psikiyatra başvurmuş. Panik bozukluğu tanısıyla tedavi görmeye başlamış. Doktoru tarafından verilen antidepresif ilaçların ve psikiyatrının yön göstericiliğinde, 1 yıl süren düzenli tedaviyle iyileşmiş.
PANİK ATAKLA İLGİLİ DOĞRU SANILAN 5 YANLIŞ
* Atak sırasında hemen ilaç yutulması panik atağı durdurabilir: YANLIŞ! Atağın süresi zaten kısadır. Bu nedenle etkisinin aynı anda ilaç alınmasıyla ortaya çıkması mümkün değildir. İlacın etkisi ortaya çıkıncaya kadar panik atak çoktan bitmiş olacaktır.
* Bazı gıdalar panik atağa neden olur: YANLIŞ! Hiç bir yiyecek panik atak geçirilmesine neden olmaz.
* Panik atakları bitince tedavi kesilmelidir: YANLIŞ! Hastanın tedavisi erken dönemde kesilirse bir süre sonra rahatsızlık yeniden başlayabilir. Bu nedenle panik ataklar tamamen geçmiş olsa bile, tedaviyi ortalama 6-12 ay daha sürdürmek gereklidir.
*Panik bozukluğu tedavi edilemez. Tam tersine bu bozukluk ömür boyu sürer: YANLIŞ! Panik bozukluğu yeterli süre ve yeterli dozda uygun ilaç tedavisiyle ve psikoterapi uygulandığı zaman tümüyle iyileşebilen bir hastalıktır.
* Panik ataklar sırasında kalbin bu denli hızlı çalışması kalpte gerçek bir zarara yol açar:
YANLIŞ! Böyle bir gösterge olduğuna ilişkin ciddi bir kanıt yoktur.
BUNLARI YAPIYORLAR
Atak nedeniyle görülen başlıca davranış bozuklukları şöyle sıralanıyor:
* Atak sırasında gerekebileceği düşünülen ilaç, su, yakınının telefon numarası gibi şeyleri yanına almak.
* Atakların gelmesine neden olduğu düşünülen şeyleri yapmaktan ya da yiyip içmekten kaçınmak.
* Spor, cinsel ilişki, ev işi ve bazı yiyecek-içeceklerden vazgeçmek. * Zamanının çoğunu hastaneye yakın yerlerde geçirmek, şehirlerarası yolculuklardan kaçınmak.
* Dışarıya çıkarken rahatlamak amacıyla alkol ve ilaç almak. * Çıldırma korkusu yüzünden kimseye zarar vermemek için kesici aletlerden, yüksek yerlerden uzak durmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder